Çiçek Pasajı (Cite De Pera); Beyoğlu Akşamlarının İlk Durağı
Tarihe tanıklık eden Çiçek Pasajı bir çok makaleye konu olmuş ve bir çok tarihçinin meraka gezdiği bir atmosfer olarak bilinir. Beyoğlu ve Taksim’de ilk durak olarak bilinen Çiçek Pasajı’nın tarihini sizler için derledik.
ÇİÇEK PASAJI TARİHİ
City Center Hotel’e 5 dakikalık mesafede olan Çiçek Pasajı tanzimat döneminde, Sultan Abdülhamit ve Sultan Abdülaziz tiyatro seyretmek için Beyoğlu’nda, İstiklal Caddesi ile Sahne Sokağı’nın kesiştiği köşede yer alan ünlü Naum Tiyatrosu’na gelirlerdi. Verdi’nin “II Trovatore” adlı ünlü operası da, Paris’ten önce İstanbul’da bu tiyatroda sahnelenmiştir. Naum Tiyatrosu, sahnelenen İtalyan operaları nedeniyle İstanbul’un ve Avrupa’nın sayılı kültür merkezleri arasına girmiştir.
1870 yılında gerçekleşen büyük Beyoğlu yangınında, Naum Tiyatrosu da yanarak yıkılmış ve yangın sonrası yeniden inşaa edilen binalardan biri olmuştur. “Galata Bankerleri” sanıyla tanınan Rum bankerlerinden Hristaki Zografos Efendi, 1876 yılında, yanan Naum Tiyatrosu’nun yerini satın almıştır. Bu arsa üzerine, İtalyan mimar Cleanthy Zanno’ya çizdirdiği proje ile içinde bir çarşı ve apartman bulunduran, yeni tipte bir bina yaptırmıştır.
PARİS TARZINDA DÜZENLENMİŞ DÜKKANLAR
1876 yılında yapımı biten binanın altında, o dönemde moda olan, Paris tarzında düzenlenmiş 24 dükkan, üstünde ise 18 lüks daire bulunuyordu. Dükkanların oluşturduğu pasaja “Hristaki Pasajı”, binaya ise “Cite de Pera” adı verilmiştir. Pasajın ilk dönemlerinde açılan Acemyan’ın tütüncü dükkanı, Maison Parret ve Vallaury’nin pastanesi, Japon mağazası, Natürel çiçekçisi, Pandelis’in çiçekçi dükkanı, Schumacher’in fırını, Papadopulos’un mücellithanesi, Keserciyan’ın terzihanesi, Yorgo’nun meyhanesi, Sideris’in kürk mağazası gibi işletmeler bu dükkanlardan birkaçıydı.
ADI SAİT PAŞA GEÇİDİ OLARAKTA ANILMIŞTIR
1908 yılında bina mülkiyetinin Sadrazam Sait Paşa’ya geçmesiyle birlikte pasaj “Sait Paşa Geçidi” adını almıştır. 1940 Mütareke yıllarında ise pasajdaki küçük dükkanlara çiçekçiler yerleşmeye başlamıştır. Ekim Devriminden kaçan beyaz Rus kadınları, baronesler ve düşesler de burada çiçek satanlardan bazılarıydı. Cite de Pera bir süre çiçek mezat yeri olarak da kullanılmaya başlanınca, Beyoğlu’ndaki çiçekçiler pasaja toplanmış ve pasajın adı “Çiçekçiler Pasajı”na dönüşmüştür.
1940’lı yıllardan başlayarak açılan bira ve meyhaneler, bir süre sonra apartman sakinlerini ve çiçekçileri yavaş yavaş başka yerlere taşımış ve geriye sadece “çiçek” adı kalmıştır. Pasajın ilk meyhanesini açan ise Yorgo Efendi olmuştur. İlerleyen dönemde, Çiçek Pasajı’nı Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği’nin gayretleri ile asli durumu dikkate alınarak restore edilmiştir. 1988’deki restorasyondan sonra meyhane olarak kullanıma tekrar açılmış ve 2005 yılı Aralık ayında ise, Mey İçki A.Ş’nin desteği ile tarihi binanın son bakım ve yenileme çalışmaları yapılmıştır. Çatı ve diğer tüm görsel öğeler yeniden restore edilerek aydınlık, ferah ve hoş bir ortam oluşturulmuştur.
BEYOĞLU DENİNCE AKLA İLK NE GELİYOR?
Eski işletme sahiplerinin resimleri, Pasajın Müdavimlerinden ünlü gurme, mimar ve yazar Aydın Boysan’nın resmi ve akardeoncu Madam Anahit’in resmi Pasajın duvarlarını süslemektedir. Gösterişli cephe mimarisine sahip Çiçek Pasajı (Hristaki Pasajı-Cite de Pera) halen, Beyoğlu’nun en süslü binası olma özelliğine sahiptir. Beyoğlu Güzelleştirme Derneği’nin gerçekleştirdiği bir ankette geçen “Beyoğlu denilince akla ilk ne geliyor? ” sorusuna verilen cevaplarda Çiçek Pasajı birinciliği almıştır.
Çünkü, Çiçek Pasajı meyhanelerinde hayal kurmanın keyfi başkadır.
Sayın Can Kıraç , 2 Ekim 1997 tarihli yazısında, Çiçek Pasajı’nın güzel havasını şu satırlarla ifade etmektedir; “Çiçek Pasajı, Beyoğlu akşamlarının ilk durağı, yönlendirici merkeziydi adeta…Ya uzun bir akşamın ilk yudumları ya da eve gitmeden bir iki kadehle stresin atıldığı bir mekan. Gönüllerimizi coşku ile dolduran Çiçek Pasajı Meyhanelerinde, her gün ve her gece başka bir alem yaşanır… Sofraları süsleyen meze çeşitleri, göz ve damak zevklerinize yeni ufuklar açar. Rakılarını yudumlayarak hayal alemlerine dalanların masalarında, her an yeni umutlar açar…ve dostlarla paylaşılan sofralarda, insanların şairlikleri de ortaya çıkar… Kendi Dünyalarıyla buluşan meyhane ozanları, şövalyeler gibi cesur, mecnunlar gibi aşık olurlar. Eğer birgün siz de aşık olursanız, bu düşler alemine dalmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü, Çiçek Pasajı meyhanelerinde hayal kurmanın keyfi başkadır.”