Taksim Cumhuriyet Abidesi (Anıtı) Tarihi

Tarihi ile göz kamaştıran Beyoğlu ve Taksim’de en önemli yapıtlardan biri olan Taksim Cumhuriyet Anıtı öyküsüyle de bizleri cezbediyor. Her zaman önünden geçtiğimiz anıtın tarihini sizler için derledik.

City Center Hotel’e 5 dakika mesafede bulunan Taksim Cumhuriyet Anıtı İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica’ya yaptırıldı. İki genç Türk, Hadi (Bara) Bey ve Sabiha (Bengütaş) Hanım’ın yardımlarıyla 1928’de tamamlandı. 8 Ağustos 1928’de açılan anıtın kaide ve çevre düzeni mimar Giulio Mongeri tarafından yapıldı.

TAKSİM CUMHURİYET ANITI İKİ BUÇUK YILDA YAPILDI

1925’te dönemin İstanbul milletvekili Hakkı Şinasi Paşa’nın başkanlığında oluşturulan bir komisyonca P. Canonica ile bağlantı kuruldu ve anıt ısmarlandı. 2,5 yıl süren yapımında taş ve bronz kullanıldı, mali kaynak için halktan bağış toplandı. Ağırlığı 84 tonu bulan anıt Roma’dan İstanbul’a gemi ile getirildi.

CUMHURİYET DÖNEMİNİN İLK ÖNEMLİ ANITI

Cumhuriyet döneminin ilk önemli anıtı olan Taksim Cumhuriyet Anıtı, ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk’ü ve kurulan yeni düzeni topluma tanıtan heykellerle hazırlandı. Dairesel bir meydanın ortasında yükselen ve bir meydan çeşmesi gibi tasarlanan anıtın iki yüzündeki bronz figürler, geleneksel mimariden esinlenerek oluşturulmuş kemerli taş bir kaide içerisinde yer alır. 11 metre yüksekliğindeki anıtın kaidesinde pembe Trentino ve yeşil Suza bölgesi mermerleri kullanıldı. Anıtın bir yüzü Kurtuluş Savaşı’nı, diğer yüzü ise Cumhuriyet Türkiye’sini simgeler. Kuzey yüzünde Mustafa Kemal, askerlerinin önünde görülmekte, diğer yüzünde ise sivil giysileri ile Mustafa Kemal Atatürk yanında İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak, askerler ve halkla birlikte betimlenerek genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu canlandırılmaktadır.

TAKSİM CUMHURİYET ANITI AÇILIŞI GÖRKEMLİ OLDU

Anıt 8 Ağustos 1928 tarihinde görkemli bir törenle Meclis Başkanı Kâzım (Özalp) Paşa tarafından açıldı. O gün mahşerî bir kalabalık vardı. Vatandaşlar bu anı yaşamak üzere akın akın geliyordu alana. Eminönü’nden kalkan araçlar yolu öyle bir tıkamıştı ki, İstanbul Belediyesi sonunda yolları trafiğe kapamak zorunda kaldı. Taksim ilk defa böyle bir meydan hüviyetine bürünüyordu. Yaklaşık 40 bin kişi katılmıştı törene. Kâzım Paşa kurdeleyi kestiğinde yer gök “Yaşa!” nidalarıyla inledi. O gün oraya gelenler arasında siyah silindir şapkaları, jaketatay giysileri (siyah uzun ceketli kıyafet) ile bürokrat ve siyasilerden de birçok önemli isim vardı.

Açılış konuşmalarını sırası ile Hakkı Şinasi Paşa (İstanbul Milletvekili, Abide Komisyonu Başkanı), Muhittin Üstündağ (İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı), Mehmet Emin Yurdakul (Şair, İstanbul Milletvekili) ve Mustafa Necati (Millî Eğitim Bakanı) yaptı. Tüm isimler çok hararetli, alkış tufanı içinde konuşmalarını tamamladılar. Mustafa Necati’nin konuşmasının ardından Hakkı Şinasi Paşa kürsüye çıkarak törenin bittiğini söyledi. O akşam sabaha kadar insan kalabalıkları anıtı görmeye geldi. Taksim Meydanı adına layık bir anıt ve unutulmaz bir törenle tarihteki önemli meydanlar listesine böylelikle girmiş oldu…

MUSTAFA KEMAL PAŞA VE TAKSİM CUMHURİYET ABİDESİ

Açılış törenine Mustafa Kemal Paşa katılmamıştır. Bazı isimler onun bu anıtı beğenmediğini ve bu yüzden katılmadığını düşünmüşlerdir. Fakat işin aslı bu değildir. Genç Cumhuriyet’te çok az sayıda sanatçı anıtı beğenmemiştir. Abidenin meseleyi pek de iyi anlatamadığını ifade etmişlerdir. Ancak genel olarak anıt çok beğenilmiş ve sahiplenilmiştir. Üstelik Pietro Canonica dünyaca ünlü bir heykeltıraştır. Ona sipariş vermek üzere pek çok lider ve ülke sıraya girmiştir âdeta. Heykeltıraş buna rağmen Türkiye’yi ve insanlarını çok sıcak bulmuş, tercihini Türkiye lehine kullanarak birçok anıt yapmış, şehir şehir gezmiş ve Mustafa Kemal Paşa’ya derin saygı duymuş, hayran kalmıştır.

Sohbetlerinde ona “Kemal” diyen İtalyan heykeltıraş Canonica, hatıralarında, Ankara’daki heykelin provalarını yaparken Gazi ile yaşadığı olaylardan bir tanesini şöyle aktarır:

At üzerindeki heykelini yapabilmem için, Kemal’in, hiç değilse bir defa, milletini sevmesine ve elindeki bütün imkânlarla onu yönetmesine rağmen tüm vahşetiyle savaştan nefret ettiği için Yunan savaşından sonra bir daha giymek istemediği üniforması ile ata binmesi gerekiyordu.

Kendisinden, at üzerindeki duruşu hakkında kesin fikir edinebilmem için hiç değilse bir kez üniformayı giymesini rica ettim. Bir sabah, onun üniformasını giymiş, aynı yapıda, yakışıklı bir subayı atın önünde buldum. Subayın yanında duran Paşa gülerek: ‘Kafaya bakmayın, gerisi aynı’ dedi…”

MUSTAFA KEMAL PAŞA TAKSİM CUMHURİYET ANITI’NI BEĞENDİMİ?

Evet, Mustafa Kemal Paşa her ne kadar asker kökenli olsa da savaştan nefret ederdi. Bu sebeple askerî üniformayı sonraki yıllarda hiç giymedi. Tüm heykellerle ilgili olarak Canonica’ya gerçek boyutlarında heykel yapmasını söylemiştir. Heykeltıraş da ona uyarak bire bir ölçülerde heykeller yapmıştır.

Mustafa Kemal Paşa’nın Taksim Cumhuriyet Abidesi’ni beğenip beğenmediği konusuna tekrar dönersek; Paşa aslında anıtı merak etmektedir. Açılıştan iki gün sonra, yani 10 Ağustos 1928 günü saat 18.00 sıralarında Dolmabahçe Sarayı’ndan ayrılarak Taksim’e gelir. Otomobili durdurur fakat araçtan inmeden abideyi seyreder. Daha sonra Şişli’ye doğru yoluna devam eder. Mustafa Kemal Paşa heykellerin, boyutlarının bire bir olduğunu zaten biliyordu. Canonica ise beğendiği bir heykeltıraştı. Üstelik bu anıtın Cumhuriyet’i ve modern Türkiye’yi temsil eden bir kompozisyon olduğunu da biliyordu. İki yıl önce yapılan sözleşmede tüm detaylar vardı. Dolayısıyla Paşa’nın Taksim Cumhuriyet Anıtı’nı beğenmediği söylenemez. Törene katılmayışının sebebi sadece “gösteriş” olarak algılanmasına yol açmamak idi. Paşa bu hassasiyetlere çok dikkat ederdi. Onun için önemli olan gelecek kuşaklara armağan ettiği fikirleri, devrimleri ve Cumhuriyet’ti… Taksim Meydanı ve Taksim Cumhuriyet Abidesi de işte bu fikirleri destekleyen nadide bir değerdi…

İSTİKLAL CADDESİ YAYA YOLUNUN BİR PARÇASI

Anıtın yan yüzlerinde birer asker heykeli, üstlerindeki madalyonlarda ise iki kadın portresi yer almaktadır. Anıtın bu dar yüzleri altında birer ayna taşı ve önlerinde mermer yalaklar bulunmaktadır. 1988’de Taksim, Tarlabaşı, Şişhane yıkımları sonrası, anıtın oturduğu dairesel taban İstiklal Caddesi yaya yolunun bir parçası halini aldı. Ulusal günlerde İstanbul’da yapılan törenlerin merkezi oldu.

Taksim Meydanı ve Taksim Cumhuriyet Anıtı özellikle cumhuriyet döneminde gösterilerin, protestoların merkezleri oldu. Bu güne kadar önünde binlerce fotoğraf çekilen Cumhuriyet Anıtı fotoğraf karelerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu simgelemektedir.