532 yılında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından Bizans sarayının su ihtiyacının karşılanması için inşa edilen Yerebatan Sarnıcı, ilk günden beri İstanbul’un efsanelerine konu olmaya devam ediyor.
Yerebatan Sarnıcı
Sarnıca dolan suyun kaynağından, ters duran medusa başlarına kadar pek çok söylenceye konu olan Yerebatan sarnıcı, İstanbul Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olduktan sonra bir süre de Topkapı Sarayının bahçe sulamasında kullanılan sarnıç zamanla önemini yitirmiş ve unutulmuş.
100 yıllık uykusundan 1500’lü yılların ortasında uyanan Yerebatan Sarnıcı III. Ahmet ve II. Abdülhamit döneminde tadilatlar geçirmiştir. Cumhuriyet döneminde özellikle 1987 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yerleştirilen yürüme platformlarıyla turistik önemi artan Yerebatan Sarnıcına turlar düzenlenmekte ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapmaktadır.
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Sur İçi tabir edilen en eski yerleşim bölgesindedir. Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii, Sultanahmet Camii, Süleymaniye Camii, Kapalı Çarşı, Yenikapı, Mısır Çarşısı ile pek çok tarihi ve kültürel yapıya yürüme mesafesindedir.
City Center Hotel ile mesafesi sadece 4 km olan Yerebatan Sanıcı’na servislerimizle gidebileceğiniz gibi tramvay veya tarihi metroyu kullanarak da ulaşabilirsiniz. Özellikle tarihi metroyu kullanmanızı tavsiye ederiz.
Otelden Beyoğlu’nun kalbine yürümek, tarihi metroyu kullanarak Karaköy’e ulaşmak çok keyifli olacaktır. Karaköy’de metrodan çıktığınızda karşılaşacağınız manzara ancak büyük şairlerin mısralarının arasında değerini bulabilecek muhteşem ve yaşamda bir kez olsun tadılması gereken muazzam bir tablodur. Binlerce yıllık tarihin bilgeliğini taşıyan dünyanın başkenti İstanbul manzarası, galata köprüsündeki balıkçılar, Yenikapı, Mısır çarşısının inanılmaz kokuları Yerebatan Sarnıcı’na kadar size eşlik edecek.
İşte bu muhteşem yolculuk için bile City Center Hotel Taksim en doğru tercihtir.
Yenilenen çehresi ile City Center Hotel, Taksim Otel aramalarında birinci sırada yer alıyor. İstanbul’un, boğazın, Beyoğlu ve Taksim’in tarihi dokusunda misafirlerimize beş yıldız otel kalitesinde hizmet vermeye devam ediyoruz.
Taksim Otel Aramaları Ne Demek?
Taksim Otel aramaları şu anlamda söylüyoruz. Arama motorları tarafından otelimizin internet sitesi ve sosyal medya hesapları tüm aramalarda önde çıkıyor. Bunun iki sebebi var bir tanesi ve en önemlisi, otelimizde kalan misafirlerimiz her zaman memnun ve dışarıda yoğun tavsiyelerde bulunuyor. Bir diğeri ise tüm görsellerimizi ve içeriklerimizi bire bir gerçek kullanıyoruz.
City Center Hotel Konum Olarakta Taksim Otelleri Arasında En İyi Noktada
Taksim ve çevresindeki tüm lokasyonlara, tarihi mekanlara yakınlığıyla bilinen otelimiz sizi istanbul’un boğucu trafiğinden etkilenmeden gezebileceğiniz bir konumda. Bu eşsiz tarihi dokuyu ziyaret etmek isteyen tüm misafirlerimizin adeta evi haline gelmenin gururunu yaşıyoruz. Tüm hizmetlerimizide gün geçtikte daha iyi hale getiriyoruz.
Cihangir semti, adını Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın oğlu Şehzade Cihangir’den alıyor.
Cihangir Kısa Tarihi
Katledilen üvey kardeşi Şehzade Mehmet’in acısına dayanamayıp üzüntüden 22 yaşında ölen Cihangir adına, 1553 yılında Boğaz’a hakim bir tepede cami inşa ediliyor. Semtin adı da bu camiden geliyor.
19. yüzyıla kadar sadece ahşap binalardan oluşan bir semt olduğu söylenir. Fakat İstanbul’un meşhur yangınlarına maruz kalınca, ahşap bina yapımından vazgeçilmiş ve 19. yüzyıldan sonra siması değişmeye başlamış.
Günümüzde Cihangir; ambiyansı, mimari dokusu ve İstanbul’daki eşsiz manzaralardan birine sahip bir semt olmasıyla oldukça popüler.
1930, 1940, 1950’li yıllarda da meşhur Beyoğlu eğlencelerinden bahsedilen dönemlerde de popüler bir semtmiş.
1960’lı yıllarda çıkan siyasi olaylar sebebiyle pek çok yer gibi, Cihangir de popülerliğini kaybetmiş ve terk edilmiş.
1980’li yıllardan itibaren iyi olduğu tartışılır türden dönüşümüyle yeniden tercih edilen bir yer olmaya başlıyor ve hala bu durumu koruyor. Özellikle entelektüel kesim tarafından fazlasıyla benimsenmiş semtlerden biri olduğunu söylemek mümkün.
Cihangir, göründüğünden çok daha fazlasına sahip bir yer fakat hepimiz burayı belli sınırlar dahilinde tanıyoruz. Sınırlarının dışına çıkmak isteyenler için bu yazı iyi bir rehber olacaktır.
Cihangir’e Nasıl Gidilir?
Cihangir’e Taksim Meydanı’ndaki Sıraselviler Caddesi’nden aşağı doğru yürüyerek, Galatasaray Lisesi’nin yanındaki sokaktan Çukurcuma’ya inip, oradan yukarı çıkarak ya da Tophane’den yokuş yukarı çıkarak ulaşabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, Beyoğlu’nu iyi tanıyanların bileceği gibi; İstiklal Caddesi üzerindeki pek çok ara sokaktan da yürüyerek Cihangir’e ulaşmanız mümkündür. Her sokak ayrı bir hava, ayrı bir his uyandırıyor. Her seferinde başka birini deneyerek gidebilirsiniz.
Tarihi yarımadanın en iyi müzesi olarak görülen ve her yıl binlerce misafir ağırlayan Pera Müzesi‘ni sizin için araştırdık.
Pera Müzesi Nerede?
City Center Hotel’e 5 dakika mesafede olan Pera Müzesi İstanbul ilinde bulunan Beyoğlu Tarlabaşı’nın alt kısmında İstiklal Caddesine bir sokak uzaklıkta bulunan bir müzedir. Müze aktif bir kültür ve sanat mekanları arasında yer almaktadır.
Pera Müzesi Tarihçesi
Pera Müzesi kültür ve sanat alanında ülkeye katkı sağlamak isteyen Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından 2005 yılında kurularak hizmet hayatına başlamıştır. Müzenin bulunmuş olduğu binanın tarihi oldukça eskidir. Bu binanın tarihi 1893 yılına dayanır. Fakat bina 2005 yılında müzenin bulunduğu cephe restore edilmiştir.
Müze Dünyaca ünlü olan sanatçıları eserlerini sanatseverler ile buluşturmaktadır. Bu sayede Pera müzesi sanatseverler tarafından oldukça fazla sevilmekte ve ilgi görmektedir. Pera müzesinde yıl içerisinde ulusal ve uluslararası olmak üzere pek çok etkinlik düzenlenir. Bunun dışında müze eğitim ve sanat kurumları ile de yakın ilişkisi içerisindedir. Bu sayede genç sanatçıların ihtiyaçlarına da katkı sağlamaktadır.
Pera Müzesi içerisinde bulunan Pera Film müze ziyaretçilerine film keyfi de sunmaktadır. Pera müzesi çağımıza uygun olarak bir müze ve kültür portalı olarak hizmet vermektedir.
Pera Müzesi Eserleri
Pera Müzesi içerisinde çeşitli koleksiyonlar bulunmaktadır. Bu koleksiyonlardan biri de Oryantalist Resim Koleksiyonudur. Bu koleksiyon Türkiye’de kendi alanında en zengin koleksiyonlardan biri konumundadır. Bu koleksiyon içerisinde 17. yy. ile 20. yy. arasındaki dönemde Avrupalı ressamlar tarafından yapılmış Osmanlı ve Türkiye coğrafyası ile alakalı eserler bulunmaktadır. Osman Hamdi Bey’in oldukça meşhur bir eseri olan Kaplumbağa Terbiyecisi de burada sergilenmektedir.
Bir diğer koleksiyon ise Anadolu Ölçüleri ve Ağırlıkları koleksiyonudur. Bu koleksiyon 1980’li yıllarda oluşturulmaya başlanmıştır. Koleksiyonda günümüzde 8 bin üzerinde eser vardır. Bu koleksiyonda Ağırlık ile ölçü aletlerinin yanında pek çok mesleğe ait nesneler de bulunmaktadır. Bu koleksiyon zaman içerisinde müzenin en ilgi çekici koleksiyonlarından biri olmuştur.
Başka bir koleksiyon da Eski İstanbul fotoğrafları koleksiyonudur. Fotoğrafların yeni yeni çıktığı 19. ve 20 yy.’a ait pek çok İstanbul fotoğrafı koleksiyonda bulunmaktadır. Koleksiyon içerisinde ünlü fotoğrafçılara ait eserler olmasının yanında amatör fotoğrafçıların da eserleri sergilenmektedir. Koleksiyon içerisinde 7 bine yakın Eski İstanbul fotoğrafları vardır.
Son olarak müzede bulunan bir diğer koleksiyon da Kütahya Çini ve Seramik Koleksiyonudur. Koleksiyonda bulunan eserler Kütahya çiniciliği ile ilgili olarak ziyaretçilere bilgiler vermektedir. 1980’lerde oluşturulmaya başlanan koleksiyon günümüzde oldukça geniş bir haldedir.
https://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/04/PERA-MUZE.jpg6301200adminhttps://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/03/taksim-hotel-logo.pngadmin2021-04-07 19:25:322021-04-07 19:25:32En Aktif Kültür Sanat Mekanı: Pera Müzesi
Beyoğlu’nun en önemli hazinelerinden biri olan Galata Kulesi hakkında tarihi derlediğimiz bu yazımızda bilinmeyen bir çok yönünü ele aldık.
Dünyanın en eski kuleleri arasında sayılan ve İstanbul’un sembollerinden biri olan Galata Kulesi, 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmiştir. İstanbul’un siluetini oluşturan en önemli yapılardan biri olan Galata Kulesi, uzun dönem yangın gözetleme kulesi olarak kullanıldı ve Galata Yangın Kulesi olarak adlandırıldı.
On yedinci yüzyılda Hezarfen Ahmet Çelebi, uçuş denemeleri yaptığı Galata Kulesinden, tahtadan yapılan kanatları sırtına bağlayarak gerçekleştirdiği uçuşunu Üsküdar’da tamamladıktan sonra kuleye olan ilginin giderek arttığı bilinmektedir.
Galata Kulesi’ni Kim Yaptırdı?
Galata Kulesi ilk olarak Bizans İmparatoru Justinianos tarafından MS 507-508 yılında inşa edilmiştir. Günümüzdeki kuleyi 1348 – 49 yılında Cenevizliler yeniden inşa etmiştir. Kule 1445 – 46 yılları arasında yükseltilmiştir. 1500’lü yıllarda depremden zarar görerek, Mimar Murad bin Hayreddin tarafından onarılmıştır. III. Selim döneminde kule onarıldıktan sonra, kulenin üst katına bir cumba eklenir. 1831’de kule bir yangın daha geçirir, II. Mahmut kulenin üzerine iki kat daha çıkar ve külah biçiminde olan ünlü dam örtüsüyle kulenin tepesi kapatılır. Yapı son olarak 1967’de onarım görmüştür.
Galata Kulesi’nin Mimarisi
Galata Kulesi yığma moloz taş örgü sistemde inşa edilmiştir. Dış cephe taş örgüdür. Girişteki kitabede 16 mısralık methiye II. Mahmut döneminde yapıldığı için onun adına yazıldığı düşünülmektedir. Kapının üzerindeki yuvarlak kemerli pencere askerlerin gözetleme yeri idi. Yüksek giriş katından sonra dokuz katlı bir yapıdır. Silindirik gövdesi üzerindeki pencereler tuğla örgülü yuvarlak kemerlidir. Külah çatının hemen altındaki son iki katın gelişimi silindirik gövdeyi çevreleyen profilli silmelerle vurgulanmıştır. Külah çatının altındaki katı sarmalayan, metal süslemeli şebekeli seyir balkonu mevcuttur. Alt katında ise derin nişli payelere oturan yuvarlak kemerler ve içerisinde tuğla örgü yuvarlak kemerli pencereler mevcuttur.
Tarihi ile göz kamaştıran Beyoğlu ve Taksim’de en önemli yapıtlardan biri olan Taksim Cumhuriyet Anıtı öyküsüyle de bizleri cezbediyor. Her zaman önünden geçtiğimiz anıtın tarihini sizler için derledik.
City Center Hotel’e 5 dakika mesafede bulunan Taksim Cumhuriyet Anıtı İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica’ya yaptırıldı. İki genç Türk, Hadi (Bara) Bey ve Sabiha (Bengütaş) Hanım’ın yardımlarıyla 1928’de tamamlandı. 8 Ağustos 1928’de açılan anıtın kaide ve çevre düzeni mimar Giulio Mongeri tarafından yapıldı.
TAKSİM CUMHURİYET ANITI İKİ BUÇUK YILDA YAPILDI
1925’te dönemin İstanbul milletvekili Hakkı Şinasi Paşa’nın başkanlığında oluşturulan bir komisyonca P. Canonica ile bağlantı kuruldu ve anıt ısmarlandı. 2,5 yıl süren yapımında taş ve bronz kullanıldı, mali kaynak için halktan bağış toplandı. Ağırlığı 84 tonu bulan anıt Roma’dan İstanbul’a gemi ile getirildi.
CUMHURİYET DÖNEMİNİN İLK ÖNEMLİ ANITI
Cumhuriyet döneminin ilk önemli anıtı olan Taksim Cumhuriyet Anıtı, ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk’ü ve kurulan yeni düzeni topluma tanıtan heykellerle hazırlandı. Dairesel bir meydanın ortasında yükselen ve bir meydan çeşmesi gibi tasarlanan anıtın iki yüzündeki bronz figürler, geleneksel mimariden esinlenerek oluşturulmuş kemerli taş bir kaide içerisinde yer alır. 11 metre yüksekliğindeki anıtın kaidesinde pembe Trentino ve yeşil Suza bölgesi mermerleri kullanıldı. Anıtın bir yüzü Kurtuluş Savaşı’nı, diğer yüzü ise Cumhuriyet Türkiye’sini simgeler. Kuzey yüzünde Mustafa Kemal, askerlerinin önünde görülmekte, diğer yüzünde ise sivil giysileri ile Mustafa Kemal Atatürk yanında İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak, askerler ve halkla birlikte betimlenerek genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu canlandırılmaktadır.
TAKSİM CUMHURİYET ANITI AÇILIŞI GÖRKEMLİ OLDU
Anıt 8 Ağustos 1928 tarihinde görkemli bir törenle Meclis Başkanı Kâzım (Özalp) Paşa tarafından açıldı. O gün mahşerî bir kalabalık vardı. Vatandaşlar bu anı yaşamak üzere akın akın geliyordu alana. Eminönü’nden kalkan araçlar yolu öyle bir tıkamıştı ki, İstanbul Belediyesi sonunda yolları trafiğe kapamak zorunda kaldı. Taksim ilk defa böyle bir meydan hüviyetine bürünüyordu. Yaklaşık 40 bin kişi katılmıştı törene. Kâzım Paşa kurdeleyi kestiğinde yer gök “Yaşa!” nidalarıyla inledi. O gün oraya gelenler arasında siyah silindir şapkaları, jaketatay giysileri (siyah uzun ceketli kıyafet) ile bürokrat ve siyasilerden de birçok önemli isim vardı.
Açılış konuşmalarını sırası ile Hakkı Şinasi Paşa (İstanbul Milletvekili, Abide Komisyonu Başkanı), Muhittin Üstündağ (İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı), Mehmet Emin Yurdakul (Şair, İstanbul Milletvekili) ve Mustafa Necati (Millî Eğitim Bakanı) yaptı. Tüm isimler çok hararetli, alkış tufanı içinde konuşmalarını tamamladılar. Mustafa Necati’nin konuşmasının ardından Hakkı Şinasi Paşa kürsüye çıkarak törenin bittiğini söyledi. O akşam sabaha kadar insan kalabalıkları anıtı görmeye geldi. Taksim Meydanı adına layık bir anıt ve unutulmaz bir törenle tarihteki önemli meydanlar listesine böylelikle girmiş oldu…
MUSTAFA KEMAL PAŞA VE TAKSİM CUMHURİYET ABİDESİ
Açılış törenine Mustafa Kemal Paşa katılmamıştır. Bazı isimler onun bu anıtı beğenmediğini ve bu yüzden katılmadığını düşünmüşlerdir. Fakat işin aslı bu değildir. Genç Cumhuriyet’te çok az sayıda sanatçı anıtı beğenmemiştir. Abidenin meseleyi pek de iyi anlatamadığını ifade etmişlerdir. Ancak genel olarak anıt çok beğenilmiş ve sahiplenilmiştir. Üstelik Pietro Canonica dünyaca ünlü bir heykeltıraştır. Ona sipariş vermek üzere pek çok lider ve ülke sıraya girmiştir âdeta. Heykeltıraş buna rağmen Türkiye’yi ve insanlarını çok sıcak bulmuş, tercihini Türkiye lehine kullanarak birçok anıt yapmış, şehir şehir gezmiş ve Mustafa Kemal Paşa’ya derin saygı duymuş, hayran kalmıştır.
Sohbetlerinde ona “Kemal” diyen İtalyan heykeltıraş Canonica, hatıralarında, Ankara’daki heykelin provalarını yaparken Gazi ile yaşadığı olaylardan bir tanesini şöyle aktarır:
“At üzerindeki heykelini yapabilmem için, Kemal’in, hiç değilse bir defa, milletini sevmesine ve elindeki bütün imkânlarla onu yönetmesine rağmen tüm vahşetiyle savaştan nefret ettiği için Yunan savaşından sonra bir daha giymek istemediği üniforması ile ata binmesi gerekiyordu.
Kendisinden, at üzerindeki duruşu hakkında kesin fikir edinebilmem için hiç değilse bir kez üniformayı giymesini rica ettim. Bir sabah, onun üniformasını giymiş, aynı yapıda, yakışıklı bir subayı atın önünde buldum. Subayın yanında duran Paşa gülerek: ‘Kafaya bakmayın, gerisi aynı’ dedi…”
MUSTAFA KEMAL PAŞA TAKSİM CUMHURİYET ANITI’NI BEĞENDİMİ?
Evet, Mustafa Kemal Paşa her ne kadar asker kökenli olsa da savaştan nefret ederdi. Bu sebeple askerî üniformayı sonraki yıllarda hiç giymedi. Tüm heykellerle ilgili olarak Canonica’ya gerçek boyutlarında heykel yapmasını söylemiştir. Heykeltıraş da ona uyarak bire bir ölçülerde heykeller yapmıştır.
Mustafa Kemal Paşa’nın Taksim Cumhuriyet Abidesi’ni beğenip beğenmediği konusuna tekrar dönersek; Paşa aslında anıtı merak etmektedir. Açılıştan iki gün sonra, yani 10 Ağustos 1928 günü saat 18.00 sıralarında Dolmabahçe Sarayı’ndan ayrılarak Taksim’e gelir. Otomobili durdurur fakat araçtan inmeden abideyi seyreder. Daha sonra Şişli’ye doğru yoluna devam eder. Mustafa Kemal Paşa heykellerin, boyutlarının bire bir olduğunu zaten biliyordu. Canonica ise beğendiği bir heykeltıraştı. Üstelik bu anıtın Cumhuriyet’i ve modern Türkiye’yi temsil eden bir kompozisyon olduğunu da biliyordu. İki yıl önce yapılan sözleşmede tüm detaylar vardı. Dolayısıyla Paşa’nın Taksim Cumhuriyet Anıtı’nı beğenmediği söylenemez. Törene katılmayışının sebebi sadece “gösteriş” olarak algılanmasına yol açmamak idi. Paşa bu hassasiyetlere çok dikkat ederdi. Onun için önemli olan gelecek kuşaklara armağan ettiği fikirleri, devrimleri ve Cumhuriyet’ti… Taksim Meydanı ve Taksim Cumhuriyet Abidesi de işte bu fikirleri destekleyen nadide bir değerdi…
İSTİKLAL CADDESİ YAYA YOLUNUN BİR PARÇASI
Anıtın yan yüzlerinde birer asker heykeli, üstlerindeki madalyonlarda ise iki kadın portresi yer almaktadır. Anıtın bu dar yüzleri altında birer ayna taşı ve önlerinde mermer yalaklar bulunmaktadır. 1988’de Taksim, Tarlabaşı, Şişhane yıkımları sonrası, anıtın oturduğu dairesel taban İstiklal Caddesi yaya yolunun bir parçası halini aldı. Ulusal günlerde İstanbul’da yapılan törenlerin merkezi oldu.
Taksim Meydanı ve Taksim Cumhuriyet Anıtı özellikle cumhuriyet döneminde gösterilerin, protestoların merkezleri oldu. Bu güne kadar önünde binlerce fotoğraf çekilen Cumhuriyet Anıtı fotoğraf karelerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu simgelemektedir.
https://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/04/taksim-cumhuriyet-abidesi-1.jpg6301200adminhttps://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/03/taksim-hotel-logo.pngadmin2021-04-03 17:29:492021-04-03 18:04:01Taksim Cumhuriyet Abidesi (Anıtı) Tarihi
Tarihe tanıklık eden Çiçek Pasajı bir çok makaleye konu olmuş ve bir çok tarihçinin meraka gezdiği bir atmosfer olarak bilinir. Beyoğlu ve Taksim’de ilk durak olarak bilinen Çiçek Pasajı’nın tarihini sizler için derledik.
ÇİÇEK PASAJI TARİHİ
City Center Hotel’e 5 dakikalık mesafede olan Çiçek Pasajı tanzimat döneminde, Sultan Abdülhamit ve Sultan Abdülaziz tiyatro seyretmek için Beyoğlu’nda, İstiklal Caddesi ile Sahne Sokağı’nın kesiştiği köşede yer alan ünlü Naum Tiyatrosu’na gelirlerdi. Verdi’nin “II Trovatore” adlı ünlü operası da, Paris’ten önce İstanbul’da bu tiyatroda sahnelenmiştir. Naum Tiyatrosu, sahnelenen İtalyan operaları nedeniyle İstanbul’un ve Avrupa’nın sayılı kültür merkezleri arasına girmiştir.
1870 yılında gerçekleşen büyük Beyoğlu yangınında, Naum Tiyatrosu da yanarak yıkılmış ve yangın sonrası yeniden inşaa edilen binalardan biri olmuştur. “Galata Bankerleri” sanıyla tanınan Rum bankerlerinden Hristaki Zografos Efendi, 1876 yılında, yanan Naum Tiyatrosu’nun yerini satın almıştır. Bu arsa üzerine, İtalyan mimar Cleanthy Zanno’ya çizdirdiği proje ile içinde bir çarşı ve apartman bulunduran, yeni tipte bir bina yaptırmıştır.
PARİS TARZINDA DÜZENLENMİŞ DÜKKANLAR
1876 yılında yapımı biten binanın altında, o dönemde moda olan, Paris tarzında düzenlenmiş 24 dükkan, üstünde ise 18 lüks daire bulunuyordu. Dükkanların oluşturduğu pasaja “Hristaki Pasajı”, binaya ise “Cite de Pera” adı verilmiştir. Pasajın ilk dönemlerinde açılan Acemyan’ın tütüncü dükkanı, Maison Parret ve Vallaury’nin pastanesi, Japon mağazası, Natürel çiçekçisi, Pandelis’in çiçekçi dükkanı, Schumacher’in fırını, Papadopulos’un mücellithanesi, Keserciyan’ın terzihanesi, Yorgo’nun meyhanesi, Sideris’in kürk mağazası gibi işletmeler bu dükkanlardan birkaçıydı.
ADI SAİT PAŞA GEÇİDİ OLARAKTA ANILMIŞTIR
1908 yılında bina mülkiyetinin Sadrazam Sait Paşa’ya geçmesiyle birlikte pasaj “Sait Paşa Geçidi” adını almıştır. 1940 Mütareke yıllarında ise pasajdaki küçük dükkanlara çiçekçiler yerleşmeye başlamıştır. Ekim Devriminden kaçan beyaz Rus kadınları, baronesler ve düşesler de burada çiçek satanlardan bazılarıydı. Cite de Pera bir süre çiçek mezat yeri olarak da kullanılmaya başlanınca, Beyoğlu’ndaki çiçekçiler pasaja toplanmış ve pasajın adı “Çiçekçiler Pasajı”na dönüşmüştür.
1940’lı yıllardan başlayarak açılan bira ve meyhaneler, bir süre sonra apartman sakinlerini ve çiçekçileri yavaş yavaş başka yerlere taşımış ve geriye sadece “çiçek” adı kalmıştır. Pasajın ilk meyhanesini açan ise Yorgo Efendi olmuştur. İlerleyen dönemde, Çiçek Pasajı’nı Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği’nin gayretleri ile asli durumu dikkate alınarak restore edilmiştir. 1988’deki restorasyondan sonra meyhane olarak kullanıma tekrar açılmış ve 2005 yılı Aralık ayında ise, Mey İçki A.Ş’nin desteği ile tarihi binanın son bakım ve yenileme çalışmaları yapılmıştır. Çatı ve diğer tüm görsel öğeler yeniden restore edilerek aydınlık, ferah ve hoş bir ortam oluşturulmuştur.
BEYOĞLU DENİNCE AKLA İLK NE GELİYOR?
Eski işletme sahiplerinin resimleri, Pasajın Müdavimlerinden ünlü gurme, mimar ve yazar Aydın Boysan’nın resmi ve akardeoncu Madam Anahit’in resmi Pasajın duvarlarını süslemektedir. Gösterişli cephe mimarisine sahip Çiçek Pasajı (Hristaki Pasajı-Cite de Pera) halen, Beyoğlu’nun en süslü binası olma özelliğine sahiptir. Beyoğlu Güzelleştirme Derneği’nin gerçekleştirdiği bir ankette geçen “Beyoğlu denilince akla ilk ne geliyor? ” sorusuna verilen cevaplarda Çiçek Pasajı birinciliği almıştır.
Sayın Can Kıraç , 2 Ekim 1997 tarihli yazısında, Çiçek Pasajı’nın güzel havasını şu satırlarla ifade etmektedir; “Çiçek Pasajı, Beyoğlu akşamlarının ilk durağı, yönlendirici merkeziydi adeta…Ya uzun bir akşamın ilk yudumları ya da eve gitmeden bir iki kadehle stresin atıldığı bir mekan. Gönüllerimizi coşku ile dolduran Çiçek Pasajı Meyhanelerinde, her gün ve her gece başka bir alem yaşanır… Sofraları süsleyen meze çeşitleri, göz ve damak zevklerinize yeni ufuklar açar. Rakılarını yudumlayarak hayal alemlerine dalanların masalarında, her an yeni umutlar açar…ve dostlarla paylaşılan sofralarda, insanların şairlikleri de ortaya çıkar… Kendi Dünyalarıyla buluşan meyhane ozanları, şövalyeler gibi cesur, mecnunlar gibi aşık olurlar. Eğer birgün siz de aşık olursanız, bu düşler alemine dalmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü, Çiçek Pasajı meyhanelerinde hayal kurmanın keyfi başkadır.”
https://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/04/cicek-pasaji.jpg6301200adminhttps://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/03/taksim-hotel-logo.pngadmin2021-04-02 15:31:012021-04-02 15:31:01Çiçek Pasajı (Cite De Pera); Beyoğlu Akşamlarının İlk Durağı
Taksim’de Tarihi Taşıyan Tünel hakkında tarihi bilgileri sizin için derledik.
Taksim Füniküler hattı tarihi dokusuyla 1874 yılından bu yana hizmet ediyor. İstanbul’da yaşayan Fransız mühendis Eugene Henri Gavand, Yüksekkaldırım Yokuşu ile Galipdede Caddesi arasında gidip gelen insanları gözlemledi ve bu iki noktayı birbirine bağlayacak asansörlü demiryolu projesini tasarlayarak Sultan Abdülaziz’e sundu.
Sultan’ın onayının ardından yapımına başlanan Tünel, ilk olarak 5 Aralık 1874’te hayvan taşımalı olarak, 17 Ocak 1875’te ise standart şekilde seferlerini yapmaya başlar. Önceleri 150 beygir gücünde 2 buharlı makine ile sağlanırken, 1911 yılındaki yenilemenin ardından elektrikli sisteme geçildi ve metro daha modern bir hal aldı.
Tünel, 1 Mart 1939 tarihinde 175 bin Türk lirası karşılığında devlet tarafından satın alınılarak İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel (İETT) Umum Müdürlüğüne devredildi.
Metro, İkinci Dünya Savaşı sırasında bazı malzemelerinin satın alınamaması nedeniyle 3 buçuk ay yolcularından ayrı kaldı.
1968’de özel bir Fransız şirket tarafından tamamı elektrikli hale getirilen metro, 2 Kasım 1971’de yeniden açılarak hizmet vermeye başladı. Eski adıyla Galata ile Pera, bugünkü ismiyle Karaköy ile Beyoğlu’nu en kısa yoldan birbirine bağlayan Tünel, dünyanın ilk yer altı füniküler sistemi olarak kabul ediliyor. Bu sistemle, Tünel’de karşılıklı hareket eden iki vagon, ortada hat değiştiriyor. İlk açıldığı tarihlerde ‘İstanbul Tüneli, Galata-Pera Tüneli, Galata Tüneli, Galata-Pera Yeraltı Treni, İstanbul Şehir Treni, Yeraltı Asansörü, Tahtelarz gibi çeşitli isimlerle adlandırılan tünel, İstanbul’un ulaşım yüküne hala omuz veriyor.
TAKSİM TARİHİ NE TANIKLIK EDİYOR
Karaköy’den deniz taşımacılığıyla gelen yolcuyu Tünel’den nostaljik tramvay ve metro ile Taksim’e kadar ulaştıran özelliği ile Tünel entegre toplu ulaşımın ilk örneklerinden. Tünel, dünyanın ikinci, Türkiye’nin ilk metrosudur. Kendi türünde ise (yeraltında) dünyadaki ilk uygulamadır. Aynı dönemde Viyana, Peşte, Lyon gibi şehirlerde benzer mekanizma ile hareket eden demiryolları bulunmakla beraber bunlar yerüstünde işlemektedir. Tünel ise yeraltında işlemesi dolayısıyla dünyadaki ilk uygulamadır.
Suriçi bölgesinin karşısına düşen Tünel, Boğaz ile Haliç arasında burun meydana getiren bölgenin son tepesinde; demiryolunun başlangıç noktası Galata Köprüsüne 140, Haliç’e 90, Galata Mevlevihanesi’ne ise 70 metre mesafededir. Galata’da demiryolunun deniz seviyesinden yüksekliği 1,15 metre iken Beyoğlu’nda bu 62.70 metreye çıkmaktadır. Tünel’in içine döşenen demiryolunun profili düz değildir. Galata tarafında vagonların daha sonraki yokuşu aşabilmeleri için yeterli hızı kazanmalarını sağlamak amacıyla başlangıçta bir rampa vardır.
Tünel, 17 Ocak 1875 günü yapılan büyük bir törenle hizmete alındı.
Törende Osmanlı Devletini temsilen Nafıa Nazırı Ethem Paşa, Maliye Nazırı Kabuli Paşa, Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa, Zaptiye Nazırı Hüsnü Paşa, Evkaf Nazırı Kemal Paşa, Lübnan Valisi Rüstem Paşa, Gümrük Müdürü Galip Bey, İstanbul Şehremini Kadri Bey, Adliye Nezaretinden Rıfat Bey, Hariciye Nezaretinden Parnis Efendi ile Beyoğlu Mutasarrıfı ve Galata Kaymakamı hazır bulundu. Yabancı temsilciliklerin de en üst düzeyde temsil edildiği törende İngiliz Sefiri Henry Eliot adına Konsolos Philip Françis katılırken diğer seferler bizzat katılmışlardı.
Avustralya Sefiri Kont Zichy, Alman Sefiri Baron de Werther, Rusya Sefiri İgnatieff, İran Sefiri General Muhsin Han ile Fransa, Belçika, İtalya hükümetleri temsilcileri törene gelmişlerdi. Bunların yanında mali ve ticari çevrelerin tanınmış simaları da hazır bulunuyordu.
Açılış, vagonlar davetlilerle dolu şekilde Galata ile Pera arasında gidip gelerek başladı. Müzik onlara eşlik ediyordu. Vagonlar ışıklandırılmıştı. Ön vagonda hayvan, eşya ve arabalara tahsis edilmiş bir platform vardı. Beyoğlu istasyonunda mükellef bir yemek verildi. Şirket Müdürü Albert, Padişahın onuruna kadeh kaldırdı ve bir konuşma yaptı. Tünel’in İstanbul’da birbiri ile kaynaşan Doğulu ve Batılı unsurlar arasındaki dostluğu pekiştirecek yeni bir bağ olduğunu söyledi.
https://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/04/taksim-tunel1.jpg6301200adminhttps://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/03/taksim-hotel-logo.pngadmin2021-04-01 00:07:252021-04-01 00:07:25Taksim’de Tarihi Taşıyan Tünel : Taksim Füniküler
En İyi Hotel, Motel, Pansiyon ve Hostel Ne Demek konusunda oldukça yoğun aramalar mevcut. Sosyal medya hesaplarımızdan sıkça sorulan sorulara yönelik bir yazı yazmaya karar verdik.
En iyi hotel, hizmet kalitesi, tertip ve düzeni dahil tüm bileşenlerin oluştuğu bir ortamda kalmak istiyorsunuz. Bu yazımızda tam da bu konuda neler yaptığımızdan bahsedeceğiz. Pek tabi bilindiği üzere yıldızları toplama konusunda oldukça hassas davranılması gerekiyor. Örneğin City Center Hotel olarak olabildiğince fazla yıldız almak ve en iyi hizmeti sunmak adına çalışmalar yapıyoruz. 5 Yıldızı hak etmemize rağmen 4 yıldız aldık :(
EN İYİ HOTEL NASIL OLMALI
Aslında en iyi otel olmanın bazı gereklilikleri vardır. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir;
LOKASYONLARA YAKINLIK
TEMİZLİK
DÜZEN
GÜLERYÜZLÜ ÇALIŞANLAR
SÜREKLİ YENİLENEN KONSEPT
En önemli konulardan birisi olan temizlik konusunda oldukça hassas davranıyoruz. Birinci sınıf materyaller ile tüm odalarımızı dezenfekte etmenin yanı sıra her gün odalarımızı temizliyoruz.
İstanbul Taksim’de her bütçeye hitap eden otel mevcut. Tabi sunulan hizmet de bu ücretle paralel olarak değişiyor. Lüks ve rahat bir tatil ya da konaklama geçirmek isteyenlere ise Taksim’in çoğu bölgesinde lüks oteller misafirlerini memnun ediyor. Misafirlerimizi ağırlarken her yere yakın olmasıyla bilinen Taksim City Center Hotel avantajlı kampanyalar ile günden güne büyümeye devam ediyor.
Otellerin mutfakları günlük hayatta da çoğu insanın ilk tercihi olur. Gerek lezzetli yemekleri, gerekse çeşitliliği açısından otellerin restoranları her zaman ilgi görür. Lüks otel kategorisinde ise bu beklenti artar. Her kültürde insanların ağırlandığı lüks otellerde dünya mutfağından çeşitli lezzetlerin yer alması beklenir.
Lüks bir otelden bahsederken sanırım herkesin aklına gelen ilk şey odaların lüks olmasıdır. Odanın konforlu olması çok önemlidir. Eşyaların temiz ve kaliteli olmasının yanında, oda içerisinde bir yaşam alanı olmalıdır. Ayrıca odada kişisel bakım için alternatiflerin bulunması da gerekir. Bu kişisel malzemelerinde mutlaka kalitesine önem veriyoruz.
https://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/03/en-iyi-hotel.jpg6301200adminhttps://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/03/taksim-hotel-logo.pngadmin2021-03-30 11:22:502021-03-30 11:22:50En İyi Hotel, Motel, Pansiyon ve Hostel Ne Demek
City Center Hotel Taksim olarak Taksim ve çevresinde gezilecek yerleri araştıran misafirlerimiz için küçük bir rehber hazırladık. Taksim merkezinde bulunan otelimizde konaklayan misafirlerimizin faydalanacağı bu rehberde gezilebilecek yerlerden bazılarını bulacaksınız. İnternet sitemizi sık sık ziyaret ederek daha ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Günümüzde Beyoğlu İlçesi olan bu bölge eskiden Pera yani “Karşıyaka” olarak adlandırılıyormuş.
Galata da denilen ilçe Bizans döneminde, hatta fetihten sonraki ilk yıllarda da Cenevizlilere koloni olarak kiralanmış yani bir bakıma İstanbul’dan ayrı bir yerleşim olarak görülmüş.
İstanbul’da neredeyse her yolun çıktığı Taksim Meydanı’na nasıl ulaşacağınızı anlatmaya gerek yok.
İstanbul’un neresinde olursanız olun; otobüsle, metroyla, dolmuşla kolayca gelebileceğiniz bir nokta.
Taksim’de Gezilecek Yerler
TAKSİM MEYDANI
Taksim’de gezilecek yerlerin başında tabi ki Taksim Meydanı Gelir. City Center Hotel ile 5 Dakika yürüme mesafesindedir.
Taksim Meydanı’nın adı eskiden şehre su dağıtımının buradan yapılmasından yani suyun “taksim edilmesinden” geliyor.
Bu işin yapıldığı Taksim Maksemi binası halen İstiklal Caddesi’nin girişinde sağ tarafta yer alsa da çoğu kişi bakmaya bile zahmet etmeden yanından geçip gidiyor.
Aslında külah biçimli çatısı ve sekizgen duvarlarıyla ilginç bir yapı.
CUMHURİYET ANITI
Meydanda en dikkat çekici nokta ise Cumhuriyet Anıtı. 1928 yılında İtalya’da yapılan anıt Roma’dan buraya taşınmış. City Center Hotel ile 5 Dk yürüme mesafesindedir.
Üzerinde Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli katkısı bulunan isimlerin heykelleri yer alıyor.
TAKSİM GEZİ PARKI
Taksim Gezi Parkı ise tüm bu binalardan bunaldığınızda kendinizi bir ağacın gölgesine atıp azıcık nefes almak için tek şansınız. City Center Hotel ile 6 dk. yürüme mesafesindedir.
AYİA TRİADA KİLİSESİ
Hemen meydanda bulunan bir diğer tarihi yapı ise Ayia Triada Kilisesi. City Center Hotel ile 5 Dk yürüme mesafesindedir.
Kubbesi nedeniyle uzaktan cami zannedebileceğiniz bu yapı, Osmanlı mimarisi örnek alınarak 1880 yılında yapılmış. Zaten 1839’daki Tanzimat Fermanı’na dek kubbe mimarisi sadece İslam eserlerinde kullanılabiliyormuş.
Üstelik en büyük Rum Ortodoks Kilisesi olma unvanına da sahip.
İSTİKLAL CADDESİ
İstiklal Caddesi’ni Taksim’den Tünel’e doğru yürümek İstanbul’a adım atan herkesin en az bir defa yaptığı, olmazsa olmaz bir yolculuk. City Center Hotel ile 1 dk. yürüme mesafesindedir.
Şehrin en ünlü adresi olan İstiklal Caddesi, ara sokaklarında da birçok eser saklıyor.
Örneğin hemen Fransa Konsolosluğu’nun arkasında Surp OhanVoskiperan Kilisesi bulunuyor. Yapımı 1863 yılında tamamlanan bu tarihi kilisenin yerinde daha önce de ahşap bir kilise yer alıyormuş.
ÇİÇEK PASAJI
İstiklal Caddesi boyunca Tünel’e doğru yürümeyi sürdürdüğünüzde ise Çiçek Pasajı’na ulaşıyorsunuz. City Center Hotel ile 5 dk. yürüme mesafesindedir.
1905 yılında Sadrazam Sait Paşa tarafından yaptırılan bu pasaj o zamanlarda çiçek dükkanları ile dolu olduğundan bu ismi almış.
İstiklalin büyüleyici mimarisinin en iyi örneklerinden biri olan şık bir mekan. İçerisi ise akşamcıların uğrak noktası.
GALATASARAY LİSESİ
Çiçek Pasajının karşısında ise Galatasaray Lisesi’nin tarihi girişi bulunuyor. City Center Hotel ile 5 dk. yürüme mesafesindedir.
İlk olarak 1481 yılında Sultan 2. Beyazıt tarafından, Enderun yani Osmanlı sarayındaki devşirme görevlilerin eğitim binası olarak hizmete açılmış.
Zaten 2. Beyazıt Osmanlı tarihinde daha çok barışçı yapısıyla anılır ve saltanatı Fatih ile Yavuz’un arasında geçen durgun bir dönem olarak görülür ama aslında padişah tüm devlette, özellikle de Beyoğlu’nda çok önemli imar faaliyetlerinde bulunmuştur.
Tanzimat ile başlayan yenilik rüzgarında eğitim sisteminin de değişmesinin etkisiyle Enderun yönteminden vazgeçilince 1868 yılında Mekteb-i Sultani adıyla, günümüzde de devam eden lise sistemine geçmiş.
Fransızlar aslında iki ayrı sözcük olan Galata Saray Mektebi (yani Galata’da yer alan Saray Mektebi) ismini yanlış biçimde birleştirince de adı o zamandan beri Galatasaray Lisesi olarak kalmış.
Özellikle Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in erken yıllarında ülkemizin yönetiminde, sanat ve bilim alanlarında önemli birçok isim buradan yetişmiştir.
Örneğin Türk Edebiyatının önemli isimlerinden Tevfik Fikret aynı zamanda buranın müdürlüğünü de yapmıştır.
Ayrıca burada Galatasaray Müzesi’nin de yer aldığını not düşelim.
AZİZ ANTUAN KİLİSESİ
Cadde üzerinde her gün her saat bulunan kalabalıkla birlikte, Tünel yönünde ilerlemeye devam ettiğinizde sol tarafınızda, çok da dikkat çekici olmayan bir kapının ardında gizli bir mimari mücevher daha bulunuyor. City Center Hotel ile 5 dk. yürüme mesafesindedir.
1912 yılında yapılan Sent Antuan Kilisesi, gotik mimarisiyle Avrupa kentlerindeki katedralleri hatırlatıyor.
Kırmızı duvarlar üzerindeki beyaz işlemeleri ile güzel bir önyüze sahip.
City Center Hotel Taksim ve çevresinde ulaşabileceğiniz tarihi dokunun hemen yanı başında yer alır. Ulaşmak istediğiniz her yere kolaylıkla gidilebilmektedir. City Center Hotel olarak sizi misafir etmekten mutluluk duyarız. Bizimle iletişime geçmek için tıklayınız.
https://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/03/taksim-ve-cevresi-gezilecek-yerler.jpg6301200adminhttps://www.citycenterhotel.com.tr/wp-content/uploads/2021/03/taksim-hotel-logo.pngadmin2021-03-27 22:27:562021-03-27 22:27:56Taksim ve Çevresi Gezilecek Yerler